FORUM YAZİLARİNİZ LÜTFEN BURAYA
=> Daha kayıt olmadın mı?

Pembeli Arkaplan
Güllü
Mavili Kalpli
Yıldızlı


FORUM YAZİLARİNİZ LÜTFEN BURAYA - BU SAYFAYA SİZLERİN DİKKATİNİ ÇEKEN KONULARİ VE HABERLERİ YAZABİLİRSİNİZ

Burdasın:
FORUM YAZİLARİNİZ LÜTFEN BURAYA => forum da yazilan yazilar büyük olsun => BU SAYFAYA SİZLERİN DİKKATİNİ ÇEKEN KONULARİ VE HABERLERİ YAZABİLİRSİNİZ
<- Geri  1 ...  5  6  7  8  9  10 11  12 Devam -> 

ne bu (Ziyaretçi)
24.01.2009 17:35 (UTC)[alıntı yap]
yazılarda kaymış mı ne
@ (Ziyaretçi)
11.04.2009 17:57 (UTC)[alıntı yap]
MEKTUP KODUYLA PARA TOPLANDI

Ökkeş Şendiller, ihtilalden sonra hapishaneye girmemiş, dışardan içerdekilerin durumunu gözlemiş ve bu konuda ilginç bir anektod aktarıyor: "İhtilalden sonra 'mektup' adı altında para toplanırdı. Mektup adıyla toplanan bu paraları avukat Rahmetli Galip Erdem alırdı. O paraların bir kısmı içeridekilere, bir kısmı da cezaevindekilerin yakınlarına, ailelerine giderdi"

ARKADAŞLARINI YALNIZ BIRAKMADI

Muhsin Başkan'ın avukatı Şerafettin Yılmaz tahliye talebinde bulunmak istedi ama Muhsin bey kabul etmedi. Arkadaşlarının cezaevindeki durumunu görünce kabul etmedi. Zindandan da başkanlığını bildi, içeride de bildi, dışarıda da bildi. Başkan'ın sevilmesinin nedeni belki de buydu. Başkanın o dönemde içerde bulunması dışarda bulunmasından daha hayırlı oldu"

MAHALLE DEĞİL RANZA BASKISI VARDI

Ev arkadaşlığını yaptığı Hasan Çağlayan'dan hapishane arkadaşlığı ile ilgili anılarını da dinledik: "Hapisaheneye düştüğünüzde sonra aynı inancı taşımanıza rağmen farklılıklar olan insanlarla birlikte oluyorsunuz. Hatta ideolojik olarak ters düşmemize rağmen Muhsin başkan mizacı düzgün olanlarla birlikte oldu. Aynı şu meşhur mahalle baskısı gibi ranza baskısı vardı. Ancak Muhsin Başkan, karşı görüşte olanlarla ilgili olarak aynı yerde birlikte yaşaması sonucu kendisini geliştirdi. Tüm mahkumlarla birebir konuştu. Zaten Başkan da bir seçim sonrası 'biz oyların değil gönüllerin birincisiyiz' demişti.

İşkence günleri hücre ve koğuşlar

Yazıcıoğlu'nun Mamak Askeri Cezaevi günleri, hem çile çektiği, hem gönüllere taht kurduğu, hem liderlik vasıflarının iyice ortaya çıktığı bir dönem oldu. Dile kolay tam 7.5 yıl cezaevinde kaldı Muhsin Başkan, bunun 6.5 yılı hücrede geçti. Hapishane günlerini, en iyi hapishane arkadaşları anlatır dedik ve Remzi Çayır'a sorduk, "Nasıl geçti bu hapishane günleri Yazıcıoğlu ile birlikte?" Çayır'ın Mamak'taki günleriyle ilgili anıları da şöyle: "İhtilalden önce Mamak Cezaevi'nde yatıyorduk. Yargılanmayı beklerken ihtilal oldu. Ben koğuşta hergün düzenli olarak Tercüman Gazetesi alıyordum, solcular da Cumhuriyet Gazetesi. Ben Muhsin başkan'ın yakalandığını gazetene okudum. Okuduğumda kahroldum. üzüldüm. Hem yakalanmasına üzüldüm, hem de cezaevinde başına gelecekleri bildiğimi için onun adına çok üzüldüm. Ülkücülerle solcuların sorgulandıkları yerler ayrı ayrılydı. Hem bize hem de onlara işkence yapılıyordu. Ülkücülerin sorgulandığı Mamak'taki koğuşun adı C-5 idi. Muhsin Başkan'a da C-5'te işkence yapılmış. Kendisini göremiyorduk ama duyuyorduk, haberleri geliyordu. Filistin askısına asılmış, bedeninin değişik yerlerine elektrik verilmiş, gözleri sürekli kapalı olarak yaşatılmış. Biz ihtilalden önce Mamak'ta yatıyorduk ama MHP davası açılma durumuna geldiğinde cezaevindeki herkes onun liderliğini kabul etmişti.

Cuntaya karşı tarihi savunma

220 kişi ile idamla yargılanan Yazıcıoğlu, cezaevinde de birleştiren özelliği ile öne çıktı. Yazıcıoğlu, Mamak'taki hücresinde siyasi geleceğini çizdi.

12 Eylül'de hapishanede yatarken çekilen çilelerin yanısıra bir de savunma süreci var. Mamak Mahkemeleri'nde yapılan savunma bir anlamda tarihe geçecek bir savunma olduğunu dile getiriyor Hakkı Öznur ve şöyle devam ediyor:

"Mamak Mahkemeleri'nde 12 Eylül rejimini sorgulayan,12 Eylül cuntalarını yerden yere vuran tarihi bir savunma yaptı. 12 Eylülcülere işkencede, C-5'de, hücrelerde boyun eğmedi. Zulme rıza göstermedi, direndi. 12 Eylülcülere mahkemelerde de meydan okudu. Fikrimiz iktidarda olsa zindanda ne işimiz var. 12 Eylül'le uzlaşma içerisine giren sakat anlayışlar asla ülkücü hareketle bağdaşmaz. Bu tür ifadeler kullananlar da ülkücü hareketi temsil etmez. 12 Eylül'le hesaplaşmayanlara ülkücü denmez' dedi.

CEZAEVİNDE BİNBAŞIDAN KAĞIT KALEM İSTEDİ

Cezaeviyle ilgili olarak aynı dönem hapishanede yatan bir yakınının aktardığını bizimle paylaştı Dr. Turan Güven: "Benim akrabalarımdan bir tanesi cezaevinde başkanla birlikte yattı. Başkan hücrede yatıyor, diğerleri koğuşta. Binbaşı geliyor istedikleri birşey olup olmadığını soruyor. Herkes yiyecek istemiş, ekmek, bisküvi, gofret istemiş. Başkan ise, bir top kağıtla bir kalem istemiş. Bu insanın içerde fikirlerini düşüncelerini kağıda geçmek istediğini gösteren güzel bir anektod. Kendisini hapishanede bile geliştirmek istemiş. Binbaşı da, diğer koğuşlarda yatanlara 'aslanım herkes yiyecek istiyor, adam kağıt kalem istedi' diyerek diğer mahkumlara da çıkışmış
lazım olur (Ziyaretçi)
26.05.2009 21:13 (UTC)[alıntı yap]
Bilgisayaranız her an 'zombi'ye dönüşebilir
Dikkat! Bilgisayarınız şu an bir başkası kullanıyor olabilir! İşte bilgisayarı korumanın formülü..
26 Mayıs 2009 Salı, 16:47
TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünün (UEKAE) Türkiye'de kablosuz internet ağı kullanan 30 bin bilgisayar üzerinde yaptığı araştırmaya göre, kullanıcıların yüzde 5'i şifre kullanmıyor, bilgisayarların yarısında ADSL modemlerin yönetim ara yüzüne dışarıdan ulaşılabiliyor.
Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü Bilişim Sistemleri Güvenliği Grubu uzman araştırmacısı Ünal Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güvenlik önlemlerinin alınmadığı, internete bağlı bir bilgisayarın hackerlar tarafından saldırı riski altında bulunduğunu ifade etti.
Saldırganların kontrolü altındaki bilgisayarın ''zombi bilgisayar'' olarak tanımlandığını ve bu bilgisayara yüklenmiş zararlı programlar bulunduğunu anlatan Tatar, yüklemenin de internet sitelerinden, e-posta ile gelen bir eklentinin açılması ile olabileceğini belirtti.
Tatar, ''zombi'' haline gelmiş bir bilgisayarın kullanıcısının interneti kullanmaya devam ettiğini, ancak aynı bilgisayarın bu esnada saldırganın isteği doğrultusunda dünyanın bir ucundaki bir bilgisayara yapılan saldırıda kullanılıyor olabileceğini kaydetti.

''ZOMBİ BİLGİSAYAR'' SIRALAMASINDA TÜRKİYE İLK SIRADA

Ünal Tatar, pek çok zombi bilgisayarın bir araya gelerek ''botnet'' oluşturabileceğini, botnetteki bilgisayarların bir saldırganın emri altında çalışan bir orduya benzetilebileceğini ve saldırgan tarafından merkezi olarak yönetildiğini belirtti.
Türkiye'deki botnetlerin, başka ülkelere yapılan saldırılarda kullanıldığını belirten Tatar, ''Bunu, Türkiye Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi'ne gelen şikayetlerden biliyoruz. İnternet kullanımının yaygınlaşması ve ADSL teknolojisine bağlı olarak internet kullanım hızının artması ne yazık ki kullanıcı bilincini aynı oranda artırmıyor'' dedi.
Tatar, güvenlik firmalarının hazırladığı raporlarda Türkiye'nin ''zombi bilgisayar'' sayısı açısından Avrupa ve Asya'da ilk sıralarda yer aldığını da bildirdi.

''ZOMBİ BİLGİSAYAR'' NASIL TESPİT EDİLİR?

Bilgisayar kullanıcısının bilgisayarının ''zombi'' olduğunun tespit edebileceğini belirten Tatar, bilgisayarda sürekli anormal bir yavaşlığın yaşanmasının, antivirüs programının güncellenememesinin, işletim sistemi yamalarının kurulamamasının, bilgisayar güvenliği ile ilgili web sayfalarına bağlanılamaması gibi belirtilerin bilgisayarın ''zombi'' olduğundan şüphelenmek için yeterli olduğunu söyledi.
Tatar, ayrıca bilgisayar ve internet teknolojisi konusunda bilgili bir kullanıcının değişik teknik araçlar ve yazılımlar kullanarak, kendi kontrolü dışındaki bilgisayarının uzak bilgisayarlara bağlantı açtığını görebileceğine ve bilgisayarında tanımadığı programların ve dosyaların bulunduğunun farkına varabileceğine işaret etti.

BİLGİSAYAR GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANIR?

Bilgisayarlarda alınacak temel güvenlik önlemleri ile bilgisayarın saldırganlarına karşı büyük ölçüde koruma sağlanabileceğini ifade eden Tatar, ''En temel güvenlik önlemlerine örnek olarak güncel antivirüs yazılımı kullanımını, kişisel güvenlik duvarı kullanımını, işletim sistemi yamalarının zamanında yapılmasını ve güçlü bilgisayar şifresi kullanımını verebiliriz. Kısaca, önlemlerin yüzde 20'sini aldığımızda, tehditlerin yüzde 80'inden korunmuş oluruz'' diye konuştu.
Belli bir alana yayın yapan kablosuz ağ sistemleri üzerinden internet kullanımının, son yollarda giderek yaygınlaştığını vurgulayan Tatar, kablosuz ağa bağlı bilgisayarlara ulaşmanın da mümkün olduğunu söyledi.
Kablosuz ağ hizmetinin sağlandığı ADSL modem üzerindeki güvenlikle ilgili konfigürasyonun dikkatli yapılmadığında kablosuz ağa hakkı olmayan kullanıcıların da bağlanıp hizmet alabildiğini bildiren Tatar, ADSL modem üzerinden kablolu ile kablosuz olarak kaç kullanıcı bağlı olursa olsun, karşı taraftaki internet servis sağlayıcı kuruluşun karşısında tek bir IP adresi göreceğini, bu IP adresinin de yasal olarak telefon hattının sahibine ait olacağını kaydetti.
Tatar, bu durumun kablosuz ağ üzerinden bağlantıyı başkaları yapmış olsa da sanki kişinin bilgisayarından yapılmış gibi görüleceğini belirterek, bu durumda yapılan faaliyetlerden kişinin sorumlu olacağı bir durumun ortaya çıkabileceği uyarısını yaptı.

TÜRKİYE'DEKİ ADSL MODEM KULLANICILARI

Ünal Tatar, TÜBİTAK UEKAE çalışanlarının Türkiye'de ADSL modem konfigürasyonlarının ne derece güvenli olarak yapılandırıldığını ölçmek için bir çalışma yaptıklarını bildirdi.
Çalışmada 30 bin kullanıcının bilgisayarını uzaktan taradıklarını ve şifre kullanıp kullanmadıklarını araştırdıklarını belirten Tatar, şöyle konuştu:
''Tarama sonucunda modemlerin yönetimi için kullanılan web ara yüzüne erişim şifresi olarak boş şifre veya modem üreticisinin ön tanımlı olarak verdiği şifre kullanımının yaklaşık yüzde 5 oranında olduğunu tespit ettik.
Yine bu tarama ile ADSL modemlerin yönetim ara yüzüne 80. port ile dışarıdan ulaşımın yaklaşık bu bilgisayarların yarısında açık olduğunu tespit ettik. Milyonlarca ADSL abonesi olduğunu düşündüğümüzde tehlikenin boyutları ortaya çıkıyor.''
Tatar, bu durumun hukuki boyutlarına değinirken, Türk Ceza Kanunu'nda ''Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir'' hükmünü anımsattı.
Konuyla ilgili Adalet Bakanlığında katıldıkları bir toplantıda yetkililerin ''kablosuz ağlara hakkı olmayan kullanıcıların bağlantı yapmasının da bu kapsamda değerlendirilebileceğini ama ağın sahibi bağlantı yapılması için şifre kullanmıyorsa o zaman saldırganın ceza almayabileceğini veya cezasının düşebileceğini'' belirttiklerini aktaran Tatar, ''Başkalarının kablosuz ağımız üzerinden bağlanmaması, bizim bağlantılarımızı izlememesi ve bizi farklı sitelere yönlendirmemesi için ADSL modemin yönetici ara yüzünde ve kablosuz ağa bağlantı için güçlü bir şifre kullanılmalı'' uyarısında bulundu.

TOPLU KULLANIMLARDAKİ TEHLİKE

Alışveriş merkezleri, internet kafeler, oteller gibi toplu kullanım ortamlarındaki internet kullanımına değinen Tatar, bu mekanlarda kişiye ait bilgisayarın kullanılması durumunda anti virüs programı gibi temel güvenlik önlemleri alındığı takdirde buradan güvenle İnternete erişilebileceğini belirtti.
Tatar, kişisel bilgisayarların kullanılmadığı durumlarda ise bilgisayar donanımının kişiye ait olmadığından güvenlik açıklarının doğabileceğine vurgulayarak, ''Eğer internete girdiğimiz bilgisayar bize ait değilse, bu bilgisayara güvenemeyiz. Bilgisayara daha önce kurulmuş olan keylogger denilen programlar ile klavyeden yazdığımız her türlü verinin ele geçirilmesi mümkün olabilir'' dedi.
TÜBİTAK UEKAE bünyesinde Bilgisayar Olayları Müdahale Ekibi'nin (TR-BOME'nin) kurulduğunu anımsatan Tatar, ekibin amacının Türkiye'de meydana gelen güvenlik olaylarının azaltılması olduğunu kaydetti.
Ekibin güvenlik duyuruları yayınlanmaktan eğitim verilmesine kadar değişik hizmetler sunduğunu anlatan Tatar, ekibin bir amacının da kişisel kullanıcıların bilgisayarlarını güvenli bir şekilde yapılandırmalarını sağlamak olduğunu dile getirdi. Bu amaçla kılavuzlar hazırladıklarını bildiren Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:
''Kılavuzların büyük çoğunluğu orta ve büyük ölçekteki bilgi sistemlerinin yöneticilerine hitap ediyor ama ev bilgisayar kullanıcılarına yönelik olarak hazırladığımız Küçük Ofis veya Ev Kullanıcısı Güvenlik Kılavuzu da mevcut. Küçük Ofis veya Ev Kullanıcısı Güvenlik Kılavuzu'nda ADSL modem yapılandırma ayarlarından bilgisayarların güncelleştirilmesi ve antivirüs yazılımı kullanmaya kadar birçok temel konu detaylı bir şekilde anlatılıyor. Bu kılavuzdaki adımları uygulayan bir kullanıcı İnternet ortamındaki birçok tehlikeden korunmuş olacaktır. Bu kılavuzların tamamına Ulusal Bilgi Güvenliği Kapısı olan www.bilgiguvenligi.gov.tr sitesindeki kılavuzlar bölümünden ulaşılabiliyor.''

Haber Yorumları (19)Yorum Ekle

öncelikle başlat-çalıştır tıklayın karşınıza gelen pencereye "cmd" yazın karşınıza gelen ms-dos ekranına ipconfig yazın karşınıza gelen numaralardan varsayılan ağ geçidi yazan adresi internet tarayıcınıza yazın bu adres modeminizin arayüz adresidir şifresiz girebiliyorsanız modemin arayüzüne modeminizin teknik desteğini arayıp şifre koydurun ve uzaktan erişime kapatın özellikle modeminiz airties ise lütfen kontrol edin bu ayarları

Misafir 26 Mayıs 2009 23:45


kotamı göremiyorum ttnet adresi güncellle

Misafir 26 Mayıs 2009 22:58


kekmiyimki hacleniyim.

Misafir 26 Mayıs 2009 22:57


19:33 ayarları bilgisayar mühendislerine yaptırın demiş. pek pardon onlar bilgisayardan da mı anlıyorlar lisedeyken bilgisayar mühendislerinin bilgisayarlarını ben tamir ederdim. bugüne kadar da hiç bilgisayar mühendisi bir hacker görmedim.

Misafir 26 Mayıs 2009 22:48


pc mi hacklemek isteyenleri beklerim.

Misafir 26 Mayıs 2009 22:42


Tüm yorumları görmek için tıklayınız...

Sayfamızda yer alan okur yorumları, kullanıcılarımızın kendi görüşleridir.
Okur yorumlarından haberturk.com sorumlu tutulamaz.

Diğer Ekonomi Haberleri
- 23:52 New York borsası yükseldi- 17:40 Güney Afrika resesyona girdi- 17:10 Türk Telekom okullarına SABRE ödülü- 16:40 Katılım bankalarının kârı yüzde 24 arttı- 16:39 OSB'lerin yeni derneği başkanını seçti- 15:39 Fiat'ın başkanı Opel için Merkel ile görüştü- 16:00 Dünya devi için karar haftası- 15:00 Honda Jazz Avrupa'da tutuluyor- 14:30 Türk müteahhitlerin yurt dışı başarıları sürüyor- 14:23 Borsada şok düşüş!
Tüm haberler

:) (Ziyaretçi)
22.06.2009 12:53 (UTC)[alıntı yap]
550 metrekarelik devlet
Bu küçük ülkede yok yok

22.06.2009 08:54
İngiliz Binbaşı Bates'in 1967'de bir petrol platformu üzerinde kurduğu 'Sealand' ülkesinde yok yok.

İngiliz ordusunun eski binbaşısı Roy Bates, 1967 yılında bir petrol platformunu işgal ederek 'Sealand' adını verdiği kendi ülkesini kurdu. İngiliz Kraliyet Donanması Roy’u adadan atmaya çalıştı, ancak platformdan açılan uyarı ateşine maruz kalan askerlerin girişimi başarılı olmadı. Tutuklanan Roy'u mahkeme "Olay İngiltere sınırlarının dışında olmuş" diyerek serbest bıraktı. Daha sonra da bir İngiliz savcı platformun İngiliz karasularının 3 mil açığında olması dolayısıyla Roy Bates’i haklı bile buldu. 1974’te ise Bates işi bir anayasa çıkarmaya kadar vardırdı ve ardından "egemenlik simgesi olarak" bir bayrak, milli marş ve Sealand dolarını kabul etti. Bates, kendisine de Sealand Prensi unvanını verdi. 550 metre karelik oturulabilir alana sahip "Sealand Prensliği", kimse tarafından tanınmayan bir devlet. Sealand'de darbe girişimi bile yaşandı. Bates ailesinden 3 kişi, bir gece yarısı ülkeye helikopterle inerek Roy'un oğlu Veliaht Prensi'ni mutfağa hapsetti. Bunu öğrenen Bates hemen bir helikopterle ülkesine dönüp bir tüfekle yönetimi tekrar ele geçirdi. İki darbeci ülkeden sınırdışı edildi diğerinin ise vatandaşlığı düşürüldü. Sealand küçük bir ülke olmasına rağmen kendisine ait pasaportu, parası bulunuyor. Ülkenin en büyük geliri internet isim hakkı. Dünyanın dört bir yanından müşteriler 'daha az hoşgörülü' olan hükümetlerinin izin vermediği verilerini Sealand'de saklayabiliyor. Devlet 2007 yılında satışa dahi çıkarıldı. Bates’in oğlu, 40 yıldır adada olduklarını, babası yaşlandığı için adayı satışa çıkardıklarını ifade etmişti. Bir toprak parçasının yeni bir ülke olması için 3 şart gerekiyor: Üzerinde yaşayan topluluk olmamalı. Hiçbir ırkın atalarına ev sahipliği yapmamış olmalı. Ve hiçbir ülke tarafından hak iddia edilmemeli.

deligo oku (Ziyaretçi)
09.07.2009 20:18 (UTC)[alıntı yap]

ÖSS'de barajı aşmak kolaylaştı
YÖK: "Öğrenci sayısındaki azalma, kontenjanlardaki artış ve soruların güçlüğü dikkate alındı..."

09.07.2009 18:00
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), bu yıl yapılan ÖSS'de 165 taban puanını yüzde 20 ortalama net başarıya, 145 taban puanını da yüzde 10 ortalama net başarıya eşleştiren bir düzenleme yapılması kararı alındığını bildirdi.

YÖK'ün bugün gerçekleştirilen genel kurul toplantısının ardından toplantıda görüşülen konulara ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, bu yıl yapılan ÖSS'ye yönelik olarak, ''Öğrenci sayısındaki azalma, kontenjanlardaki artış ve bazı testlerdeki soruların güçlüğü dikkate alınarak bu yılki sınavda 165 taban puanını yüzde 20 ortalama net başarıya, 145 taban puanını da yüzde 10 ortalama net başarıya eşleştiren bir düzenleme yapılması kararı alınmıştır'' denildi.

Öte yandan ÖSS sonuçları 12 Temmuz Pazar günü açıklanacak. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2009-ÖSS sonuçlarının 12 Temmuz Pazar günü açıklanacağını bildirdi.

Yarımağan, YÖK Genel Kurulunun bugün aldığı ''ÖSS'deki baraj puanlarını geçmeyi kolaylaştırıcı'' yöndeki kararının ÖSS'ye giren 80-100 bin adayı etkileyeceğini söyledi.

Yarımağan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen ÖSS ile 21 Haziran Pazar günü yapılan Yabancı Dil Sınavı (YDS) ile hesaplama çalışmalarının son aşamaya geldiğini bildirdi.

Ünal Yarımağan, YÖK Genel Kurulu'nun bugün aldığı ''Öğrenci sayısındaki azalma, kontenjanlardaki artış ve bazı testlerdeki soruların güçlüğü dikkate alınarak bu yılki sınavda 165 taban puanını yüzde 20 ortalama net başarıya, 145 taban puanını da yüzde 10 ortalama net başarıya eşleştiren bir düzenleme yapıldığı'' yönündeki kararla ilgili öneriyi ÖSYM olarak kendilerinin YÖK'e sunduğunu ifade etti.

''Bu karar doğrultusunda puanlar yeniden mi hesaplanacak?'' sorusuna Yarımağan, ''Biz puanların buna uyarlanmasını yaptık bile. Bu kısa bir iş. Zaten biz bu kararı YÖK Genel Kurulundan bekliyorduk. Çünkü öneri bizim. Birkaç seçenek sunmuştuk, YÖK de bu kararı aldı. Bu, barajın geçen öğrenci sayısının artırılması anlamında. Çalışmalarımızı yaptık, sınav sonuçlarını pazar günü açıklayacağız'' yanıtını verdi.

-''SORULAR ZOR OLMUŞ, KONTENJANLARDA ÇOK BOŞLUK KALABİLİRDİ''-

Bu kararın kaç adayın barajı geçmesine imkan sağladığı yönündeki soru üzerine Yarımağan, şöyle konuştu:

''ÖSS'ye başvuran öğrenci sayısı geçen yıla göre 195 bin, sınava giren öğrenci sayısı 180 bin azaldı. Örgün öğretimdeki kontenjanlar da 90 bin civarında arttı. Bunun yanı sıra birkaç testte de sorular biraz zor olmuş. Sorular mesela, Türkçe testinde geçen yıla göre zormuş. Bütün bunlar bir araya geldiğinde kontenjanlarda çok boşluk kalabilirdi. Bu nedenle böyle bir karara gerek duyuldu. Bu karar, 80-100 bin öğrenciyi etkiler.''

Prof. Dr. Ünal Yarımağan, şu anda detaylar üzerinde çalışmaların devam ettiğini belirterek, ''Birkaç gündür bu kararı bekliyorduk. Bunlar programlı şeyler'' dedi.

AA




Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 100
Bütün postalar: 1283
Bütün kullanıcılar: 53
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
 
Bugün 105983 ziyaretçikişi burdaydı!
ALLAH cc Yar ve yardımcımız olsun daima.... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol